باب:
المتشبهين
بالنساء،
والمتشبهات
بالرجال.
61. KENDİLERİNİ KADıNLARA BENZETEN ERKEKLER VE KENDİLERİNİ
ERKEKLERE BENZETEN KADINLAR
حدثنا محمد
بن بشار:
حدثنا محمد بن
جعفر: حدثنا
شعبة، عن
قتادة، عن
عكرمة، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما قال:
لعن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم
المتشبهين من
الرجال
بالنساء،
والمتشبهات
من النساء بالرجال.
تابعه عمرو:
أخبرنا شعبة.
[-5885-] İbn Abbas r.a.'dan, dedi ki: "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendilerini kadınlara benzeten erkeklere ve
kendilerini erkeklere benzeten kadınlara lanet etmiştir. "
Bu Hadis 5886 ve 6834 numara ile de geçiyor.
Diğer tahric edenler: Tirmizi Edeb; Dârimî, Libas
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Kendilerini kadınlara benzeten erkekler ile kendilerini
erkeklere benzeten kadınlar." Her iki kesimin de yerildiği anlamındadır.
Hadiste söz konusu edilen lanetlemek, buna delildir.
"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendilerini
kadınlara benzeten erkekleri ... lanetlemiştir." et-Taberi dedi ki: Bu,
erkeklerin giyim ve kadınlara has ziynet ve süslerde kendilerini kadınlara
benzetmelerinin ve bunun aksinin caiz olmadığı anlamındadır ..
Derim ki: Konuşma ve yürüyüşte de böyledir. Ama elbisenin şekli
her bölgenin geleneklerindeki farklılığa göre değişiklik arz eder. Nice
toplumların kadınlarının kıyafetleri giyim bakımından erkeklerinden farklı
değildir. Ama kadınların tesettÜr ve hicaba bürünmeleri gibi bir özellikleri
vardır.
Konuşma ve yürüyüşte benzemeye çalışmanın yerilmesi ise bu işi
kasten yapmaya çalışan kimselere mahsustur. Bu hali, hilkatinin aslında olan
kimselere bu hallerini terk etmeleri için kendilerini zorlamaları ve bunu
tedrici olarak alışkanlık haline getirmeleri emredilir. Eğer bu işi yapmayıp bu
hallerini sürdürecek olurlarsa onlar da yerilmenin kapsamına girer. Özellikle
bu hallerinden hoşnut olduklarını gösteren durumlar ortaya çıkarsa ... Bu hüküm
de "kendilerini benzetenier" lafzından açıkça anıçışılmaktadır.
Hilkatten hünsaya benzeyen bir kimse hakkında bu kınayıcı ifadeler söz konusu
değildir şeklinde -Nevevi gibi- mutlak ifadeler kullananların bu sözleri, bu
halini terk etmek için gereken yollara başvurduktan sonra yürümesinde,
konuşmasında kırılıp bükülmeyi, kırıtmayı terk edecek gücü bulamayan kimseler
hakkında yorumlanır. Aksi takdirde bu halleri tedrici dahi olsa terk etmek
mümkün olduğu takdirde mazeretsiz olarak bunu terk etmeyecek olursa kınamanın
kapsamına girer.
Hadis ayrıca erkeğin inci ile bezenmiş elbise giyinmesinin haram
olduğuna da delil gösterilmiştir. Bu, açıkça anlaşılan bir hükümdür. Çünkü bu
konuda haramlığın alametleri haberde yer almış bulunmaktadır ki, bu da bu işi
yapanın lanetlendiğine dair yer alan ifadedir. .
Şafii'nin söylediği: Ben erkeğin inci giyinmesini mekruh
görmüyorum. Ancak böyle bir şey kadınların kıliğındandır, demiş olması da buna
aykırı değildir. Çünkü onun bu sözünden maksadı, bu işi yapmanın özellikle
nehyedildiğine dair bir rivayetin gelmemiş olduğunu söylemekten ibarettir.
باب: إخراج
المتشبهين
بالنساء من
البيوت.
62.KADINLARA BENZEMEYE ÇALIŞAN ERKEKLERIN EVLERDEN DIŞARIYA
ÇiKARILMALARI
حدثنا معاذ
بن فضالة:
حدثنا هشام،
عن يحيى، عن
عكرمة، عن ابن
عباس قال:
لعن
النبي صلى
الله عليه
وسلم
المخنثين من
الرجال،
والمترجلات
من النساء،
وقال:
(أخرجوهم من
بيوتكم). قال:
فأخرج النبي
صلى الله عليه
وسلم فلاناً،
وأخرج عمر
فلاناً.
[-5886-] İbn Abbas'tan, dedi ki: "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye
çalışan kadınlara lanet etmiş ve: Onları evlerinizden çıkartınız, buyurmuştur.
İbn Abbas dedi ki: Bu sebeple Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
filan kişiyi dışarı çıkar.mış, Ömer de filan kadını dışarıya
çıkartmıştır."
حدثنا مالك
بن إسماعيل:
حدثنا زهير:
حدثنا هشام بن
عروة: أن عروة
أخبره: أن
زينب بنت أبي
سلمة أخبرته:
أن أم سلمة
أخبرتها:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم كان
عندها وفي البيت
مخنث، فقال
لعبد الله أخي
أم سلمة: يا
عبد الله، إن
فتح لكم غداً
الطائف، فإني
أدلك على بنت
غيلان، فإنها
تقبل بأربع
وتدبر بثمان،
فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم: (لا
يدخلن هؤلاء عليكم).
قال أبو عبد
الله: تقبل
بأربع وتدبر،
يعني أربع عكن
بطنها، فهي
تقبل بهن،
وقوله: وتدبر
بثمان، يعني
أطراف هذه
العكن
الأربع،
لأنها محيطة
بالجنبين حتى
لحقت، وإنما
قال بثمان،
ولم يقل
بثمانية،
وواحد
الأطراف، وهو ذكر،
لأنه لم يقل
ثمانية أطراف.
[-5887-] Ümmü Selemelnin kızı Zeyneb'den, dedi ki:
"Ümmü Seleme'nin kendisine haber verdiğine göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem yanında boIunuyorken evde de muhannes bir kişi bulunuyordu. Bu kişi Ümmü
Seleme'nin kardeşi Abdullah'a:
Ey Abdullah, eğer yarın Allah size Taifli fethetmeyi nasip ederse,
ben sana Gaylan'ın kızını tavsiye ederim. Çünkü o dört büklüm ile gelir, sekiz
büklüm ile geri döner, dedi.
Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Bu gibi kimseler
sizin bulunduğunuz yere girmesinier, buyurdu."
Ebu Abdullah (Buhari) dedi ki: "Dört büklüm ile gelir ve ...
gider" ifadesi ile karnındaki dört büklümü kastetmektedir. Gelirken o dört
büklümü görünerek gelir. "Sekiz ile geri döner" ile kastettiği de bu
dört büklümün yanlarda dörder tane oluşudur. Çünkü bu dörder büklüm her iki
yanını da kuşatmış ve birbirine katılmıştır. Burada "etraf: taraflar"
lafzının tekili müzekker olduğu halde (sekiz anlamında) "semanin"
deyip "semaniyeten" dememiş olması, taraf kelimesinin çoğulunu
kullanarak "etraf" dememiş olmasından dolayıdır.
"Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Kadınlardan erkeklere benzeyenler." Ebu Davud, Yezid
b. Ebi Ziyad yoluyla İkrime'den şu fazlalığı eklemektedir: "Ben ona (İbn Abbas)'a
el-mutereccilatu mineln-nisa: kadınlardan erkekler gibi görünmek isteyenler ne
demektir, diye sordum. O: "Kendilerini erkeklere benzeten kadınlardır,
diye cevap verdL"
"Evde muhannes birisi vardı." Nikah bölümünün
sonlarında bu muhannes kişinin adı ve hadisin yeteri kadar açıklamaları
(5235.hadiste) geçmiş bulunmaktadır.
Bu hadislerden, bulunduğu yerde insanların kendisinden rahatsız
olduğu herbir kimsenin, bu halinden dönünceye yahut tevbe edinceye kadar dışarı
Çlkartılmasının (sürgün edilmesinin) meşru olduğu anlaşılmaktadır.